Türk kahvesi Türk kahvesi

Kahvenin mucizevi etkisini keşfedin. Dr. Ayşegül Çoruhlu, kahvenin o etkisini anlattı

Kahve, Türk toplumunda da dünyada da çok sevilen ve tüketilen bir içecektir. Çekirdeklerindeki müthiş lezzet, sıvı hali aldığında adeta ikiye katlanır. Güzel tadının yanı sıra pek çok faydası olan kahvenin en bilinen faydası ise uykuyu azaltması ve odaklanmayı artırıcı etkisidir. Kahvenin mucizevi etkileri, bilinenlerin çok daha ötesindedir. Dr. Ayşegül Çoruhlu, kahvenin uykuyu nasıl açtığını anlattı. Siz de, Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun anlatımıyla kahvenin mucizevi etkilerini keşfedin.

Dr. Ayşegül Çoruhlu, kahve mucizesini anlattı

Dr. Ayşegül Çoruhlu, “Kahveden bahsedebilmek için öncelikle “Adenosin” adlı molekülü bilmek gerekiyor. Enerji birimimiz olan ATP’dir bu. İçinde üç adet fosfat taşıdığı için maksimum enerji birimidir. Adenosin, beyne ‘Ben artık çok yorgunum’ dedirtiyor. Bu durum bizleri az çalışan bir zihne, yorgunluğa ve uykuya götürüyor. Çok yorgun ve enerjisiz olmak adenosinin beyne kendisini kapatma komutu vermesi olarak düşünülebilir. Kahve içince içindeki kafein beyindeki bu durumu erteliyor. Beyin ve vücut yorgun olduğunu anlamıyor. O yüzden de bizler, zihin olarak bir açıklık hissediyoruz.” diyerek sözlerine başladı.

Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun kahvenin uykuyu nasıl açtığını anlattığı videosuna buradan ulaşabilirsiniz:

Dr. Ayşegül Çoruhlu, gün içinde yemek yenmediği zamanlarda da kahve içerek hem açlığın bastırılabildiğini hem de zihnin konsantrasyon gücü artırıldığını da belirtti. Çoruhlu, “Saat 23.00’da uykuda olmamız gerektiği için bu saate yakın kahve içmemeye çalışmalıyız. Çünkü normalde hem melatonine izin vermemiz lazım hem de gerçekten biraz adenosini artırarak reseptörlerin beyni kapatmasına izin vermeliyiz. Bu saatlere yakın kahve içildiği zaman melatonine rağmen adenosin reseptörleri bağlanmadığından beyin kapama tuşuna basmıyor ve uyku açılıyor. Eğer kişinin karaciğer faz 1 ve faz 2 detoks sistemleri iyiyse onlar geç saate bile içseler kahve hemen kandan çekildiği için uykuya geçebiliyorlar. Ama çoğu insanın faz 1 ve faz 2 arasında bir yavaşlık vardır ve onlar öğlen 1’den sonra kahve içtiklerinde bu durum gece uykularını bile etkiler. Diyelim ki akşam 6’da bir kahve içildi. Akşam 6 ve gece 11’deki 5 saatte de kafeine ait molekülleri kandan temizleyen, yavaş çalışan karaciğer gene o kişiyi uykusuz bırakır. O yüzden kahve içip uyuyamıyorsanız, ne kadar geri alıp hangi saatte içerek uyuyabildiğinize bakmanız lazım. Ben uykuyu etkilemese bile, kafeinin geç saatte içilmemesini uygun buluyorum çünkü beynin kendini reset etme ve kapatma sistemi olan adenosinin hikayesini bozmamak lazım.” diye konuştu.

Türk kahvesi
Türk kahvesi / Görsel Kaynak: © izlehaber.com

“Babama bir efor testi yapılacaktı. Yani yürürken kalbine bakılacaktı. Fakat yaşlı olduğu için yürüme bandında yürütmediler. Damar içinden ona serumla adenosin verdiler. Yani onun vücudunu ATP değil adenosin ile doldurdular; onu yorgun yaptılar. Sahte bir yorgunluk verildi ki, kalbi bu yorgunluğa ne kadar dayanıyor onu gördüler. Küçük resimde, fosfat bitip adenosin artınca vücut yorulur. Vücut yorulduğunda buna hassas olan beyin sistemi kapatıp kendini dinlenmeye alır. Kahve de bu durumla yarışıp size sahte bir enerji verir. Bunu gündüz yapmakta sakınca yokken, kahve içmeyi karaciğer fazlarınızdaki yeterlilik ve yetersizliğe göre uykudan önceki olabilen en erken saate kadar çekmeniz lazım ki gece uyku veriminiz artsın. Bence herkes için ortalama öğleden sonra 3’te bu kahve, çay, yeşil çay faslını kesmelidir ki uyku verimi artsın. Gündüz yemek yendi ama henüz enerjiye dönüşmedi. Biz yemekten sonraki kahveyle, o enerji gelene kadar yine zihnimizi toplayabiliriz.”